Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun’un girişimciliğini yaptığı, 4 yıldır faaliyetlerini aralıksız sürdüren Bodrum Küçük Millet Meclisinin bu ayki konusu “Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Medyanın Durumu” olunca, oldukça yoğun bir katılım ile gerçekleşti. CHP’li Milletvekili Aldan’ın tutuklu gazeteciler Dündar ve Gül’ün hukuksuz ve keyfi bir şekilde cezaevinde olduklarını iddia ederken, Silivride sandalye üzerinde nöbet tutanları samimiyetsiz olarak nitelendirdi.
Bodrum Belediyesi nikah salonunda gerçekleşen “Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Medyanın Durumu” konusun tartışıldığı toplantıya CHP Muğla Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Uzlaşma Komisyonu üyesi Ömer Süha Aldan’da katıldı. Belirlenen konuda eş zamanlı olarak 22 ilde yapılan toplantılarda, farklı görüşlerin belirli bir konu üzerinde ortak aklı aramayı hedeflenirken, toplantılara sivil toplum kuruluşu, meslek odaları temsilcileriyle, siyasi parti yöneticileri ve bölge milletvekilleri davet ediliyor.
“Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Medyanın Durumu” konulu toplantıya CHP Muğla Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Uzlaşma Komisyonu üyesi Ömer Süha Aldan, Gazeteci Fatih Güllapoğlu, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve Yönetim Kurulu üyeleri, CHP Bodrum eski başkanlarından Dr.Kerim Cangır ve Rezzan Karahan, Bodrumlu çalışan yerel gazeteciler, siyasi partilerin temsilcileri ve STK temsilcileri katıldı.
Deneyimli gazeteci yazar Fatih Güllapoğlu 12 Eylül döneminde bile basına böyle bir baskı uygulanmadığını ifade ederek, gazetecilik ile ilgili kısa sunum yaptı.
Ardından, Muğla CHP Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Ömer Süha Aldan söz aldı. Basın özgürlüğü ve yaygın medya konusunda görüşlerini dile getiren Aldan’ın tutuklu bulunan gazetecileri ziyaret eden bazı kişilerin, bir sandalye üzerinde nöbet tutmaları samimi bulmadığını, bunu sadece şov amaçlı yaptıklarını söyledi. Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili hukuksal bir değerlendirme yapacağını kaydeden Aldan, konuşmasında oldukça dikkat çeken şu ifadeleri kullandı; “Can Dündar ve Erdem Gül TCK’nun 330.maddesinden dolayı yargılanıyorlar. Hatta iddianamede kabul edildi. Bu şu demek özetle; Devlet sırrı niteliğindeki bir belgeyi açıklamaktan ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyorlar. Ayrıca da ne olduğunu bilmediğimiz FETÖ örgütü üyesi olmaktan yargılanıyorlar. Kanıtları da 40-50 tane köşe yazısı sanıyorum. Neden böyle bir soruşturmaya gerek görüldü? Geçtiğimiz 31 Mayıs günü Cumhuriyet Gazetesinde malum MİT tırları ile ilgili bir haber yayımlandı. Aynı akşam Cumhurbaşkanı televizyona çıktı, bu bir casusluk faaliyetidir. Ben bunu onların yanına bırakmam. Haklarında davayı açtım dedi. Aslında suçu şikayet eden de, suç vasfını tayin eden de belli. İşin ilginç yanı şu; İlk önce şunu sormak lazım. MİT tırlarının içinde mühimmat olduğuna dair bir belge devlet sırrı niteliğinde midir? Bu belge nereden alındı? Dava dosyasından alındı. Şu anda 16.Ceza Dairesinde süren bir dava var. Bu MİT tırlarını arama yapanlar ile ilgili. Polis Jandarma gidiyor arama yapıyor ve burada mühimmat bulunduğunu tespit ediyorlar. Bu tutulan tutanağı, belgeyi, tespit tutanağını kim alabilir? Sanıkların elinde var bu belge, avukatların elinde de var. Savcı da bu belgeye dayanarak bu tırların içinde mühimmat ver demiş. O zaman bunu devlet sırrı niteliğinde bir belge sayabilecek miyiz? Bir belgenin devlet sırrı niteliğinde olabilmesi için, sadece mahkeme heyetinin inceleme yetkisi olmalıdır. Bir savcı bile devlet sırrı niteliğindeki belgeyi inceleme hakkına sahip değildir.”
Ömer Süha Aldan bu söylenenlerden yola çıkıldığında Erdem Gül ve Can Dündar’ın hiçbir suçu olmadığını iddia etti.
Ömer Süha Aldan’ın ilginç ve dikkat çeken konuşmalarının ardından Bodrum’da görev yapan yerel gazeteciler de söz alarak “Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Medyanın Durumu” konusunda görüşlerini dile getirdiler.
Toplantının devamında katılımcılarda kendilerine ayrılan üçer dakilalık konuşma süresi içinde “Düşünce Ve İfade Özgürlüğü, Türkiye’de Medyanın Durumu” ile ilgili görüşlerini dile getirdiler.