Sabah saatlerinde Bodrum Adliyesi önünde düzenlenen törenle Adli Yıl’ın açılışı yapıldı.
Açılış törenine, Bodrum Başsavcısı Dr. Barış Duman, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Adnan Kahraman, Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilcisi Avukat Cavidan Karaöz Özyiğit, Hakimler, Savcılar, Avukatlar ve adliye personeli katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Atatürk Büstüne çelenk konuldu. Çelenk sunumu sonrası konuşan Baro İlçe Temsilcisi Avukat Cavidan Karaöz Özyiğit konuşmasına, 15 Temmuz’da ve terör saldırılarında şehit olanları anarak başladı.
Birlik, beraberlik ve kardeşliğin güçlenmesi gereken bir dönemden geçildiği ifade eden Özyiğit sözlerine şöyle devam etti:
“12 Eylül Askeri Darbe döneminde bizzat darbeyi pekiştirmek amacıyla çıkarılan “Olağanüstü Hal Kanunu” na dayanarak baş etmek olanaksızdır. Askeri darbe girişimleri, askeri darbe döneminin zihniyeti ve kanunları ile ortadan kaldırılamaz, aksine askeri darbe dönemlerinin zihniyeti daha da pekiştirilir. Olağanüstü Hal Kanunu ile; Bakanlar Kurulunca hiçbir yargı denetimine açık olmayan kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarılmakta, zaten önemli ölçüde işlevsizleştirilmiş olan yasama organı (TBMM) bütünüyle işlevsizleştirilmekte, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve insan haklarına saygı gibi demokrasi ilkelerinin maruz kaldığı tahribatı daha da derinleştirmektedir.”
Adli yıl açılışı dolayısıyla Adalet Sarayı’nda düzenlenen törende konuşan Bodrum Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Barış Duman, Bodrum Adliyesi’nin her geçen yıl statü kazanarak gelişmeye devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birinin tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu belirten Duman, “Bodrum Adliyesinde görevli cumhuriyet savcıları bu inanç ve bilinçle hareket ederek, her zaman olduğu gibi evrensel hukuk kurallarına bağlı bir şekilde, soruşturma ve yargılama faaliyetlerine 2016-2017 adli yılında da devam edecektir.”
İnsanları birlik ve beraberliğe davet eden Duman, “Gün, birlik ve beraberlik içerisinde dayanışma günüdür. Terörün nereden gelip, kimi hedef aldığının hiçbir önemi yoktur. Terör ne şekilde kendisini gösterirse göstersin, herkes tarafından dik duruşla ve yüksek sesle kınanarak karşı durulması gereken bir insanlık suçudur.” dedi.