Yargıda Birlik Derneği (YBD), yurt dışı strateji planına son şeklini vermek ve yeni yeni üyelik başvurularını karara bağlamak için Muğla’nın Bodrum İlçesinde bir toplantı düzenledi. FETÖ/PDY Örgütlenmesine karşın oluşturulan Dernek üyesi bugün 6 bin 500’ü aştı.
Akyarlar Mahallesi’ndeki bir otelde Bodrum Başsavcısı Dr. Barış Duman ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya, YBD Başkanı İstanbul Çağlayan Adliyesi Başsavcı Vekili Cumali Karakütük, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Musa Heybet ve derneğin yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Yargı Camiasındaki FETÖ/PDY örgütlenmesine karşı farklı dünya görüşlerine sahip hakim ve savcıların bir araya gelerek yaklaşık 2 yıl önce kurduğu YBD, bugün 6 bin 500’den fazla hakim ve savcının üyeliği ile Avrupa’da temsilde en güçlü, çoğulcu bir sivil toplum kuruluşu haline geldi. Dernek, yurt ii ve yurt dışında yürüttüğü çalışmalarla yargının yaşadığı güven erozyonunu ortadan kaldırma çabasını sürdürüyor.
Toplantıya ev sahipliği yapan Bodrum Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Barış Duman yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Yeniden ve daima hukukun üstünlüğünü ilke edinen YBD, kuruluş ruhu ve misyonunun önemi, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kanlı darbe girişiminde dik duruşla göstermiştir. 15 Temmuz gecesi milletimizin kahraman iradesiyle, YBD üyesi hakim ve savcıların üstün gayretiyle kenetlenerek birlik içinde yoğun çalışmaları, terör örgütünün hedefine ulaşmasını önlemiştir.”
Aynı zamanda YBD Yönetim Kurulu Üyesi ve dış ilişkiler sorumlusu olan Başsavcı Duman sözlerine şöyle devam etti.
“Devlet ve millet düşmanlarına karşı YBD üyesi hakim ve savcılar bundan sonrada insan haklarına ve hukuk kurallarına uygun soruşturma ve yargılamalarla gereken cevabı vermeye devam edecektir.”
Misafirlerini en iyi şekilde ağırlayan Duman, meslektaşlarının Bodrum’da bulunmasından dolayı büyük mutluluk ve onur duyduğunu ifade etti.
Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Dernek yönetim kurulu üyesi olan Musa Heybet ise birlik ve beraberlik mesajı verdiği açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Buradan, bütün kamu kurum ve kuruluşlarımıza, siyasi parti temsilcilerimize sesleniyoruz; ülkemizin temel meselelerini, hukukunu ilgilendiren konularda birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme, devletimizi güçlü kılma adına çok önemlidir. O nedenle, başta Anayasa değişikliği olmak üzere HSYK seçim sistemi olmak üzere herkesi Türk Hukukunu, Türkiye’nin bağımsızlığını ve devletini güçlendirme hususunu ilgilendiren konularda birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeye davet ediyoruz.
Zor günler geçirdik. Kanlı bir darbe girişimi yaşadık. Bunun üstesinden birlik ve beraberlik içerisinde geldik. İnşallah, Allah göstermesin diyoruz her şeyden önce ama bundan sonra yaşayacağımız sorunları da bu birlik ve beraberlik içerisinde atlatacağız. Hakim ve savcılarımız, hakim ve savcılarımıza çok teşekkür ediyoruz bu teveccühten dolayı, bu birlik ve beraberliğe sahip çıkmalarından dolayı. Onlara şükranlarımızı sunuyoruz.”
Toplantı sonrası açıklamada bulunan dernek başkanı Cumali Karakütük, hakim ve savcıların hiçbir odağa bağlı olamayacağını belirterek şunları söyledi:
“Bir hakim-savcının başka bir odağa bağlı olması düşünülemez. Hele ki darbe girişiminden bulunmuş, hukuka, millet iradesine, demokrasiye yönelmiş şiddet içeren, bir sürü vatandaşımızın, 242 insanımızın ölümüyle, şehit olmasıyla sonuçlanan bir girişime niyetlenmiş, bunu icra etmiş bir yapıya bağlı hissetmesi asla kabul edilemez. Dolayısıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun şuana kadar yaptığı tasarruflarda yargıdaki bu ağırlığın alınmasına yönelik olmuştur. Bunu açıklamalarından tasarruflarından gözlemliyoruz ve Yargıda Birlik Derneği olarak bizimde yargı içerisinde bir yapıya, odağa, terör örgütüne bağlı kişilerin bulunmaması gerektiğini düşündüğümüzü ifade etmek istiyorum.”
Karakütük, yeni atanan hakim ve savcıların tecrübe kazanmaları için hep birlikte el ele hareket etmeleri gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Bu açığa alma, ihraç işlemleri 16 Temmuz’dan itibaren yürümektedir. 3 bin 500’e ulaşmış bir sayı söz konusudur. Kurulumuzun açıklamalarına göre, sırada bekleyen 4 bin hakim savcı adayı vardı. Bunların önemli bir kısmı, Çarşamba günkü kurayı da sayarsak mesleğe kazandırılmış durumda. Yani sayısal olarak o eksikliğin bir zafiyet yaratmadığını ifade, yaratmayacağını ifade etmek isterim. Bu arkadaşlarımızın mesleğe uyumları, deneyim kazanmaları, beklenen hakimlik ve savcılık ödevlerini yerine getirmeleri kolektif bir çalışmanın sonucunda başarılacaktır. Bu kurumsal olarak bireylere değil, bireyler olduğu kadar hepimize düşen bir görevdir ve biz bu konuda üzerimize düşeni yapacağız.”
15 Temmuz gecesi demokrasinin rafa kaldırılmak istendiği belirten Karakütük, sözlerine şöyle devam etti:
“Türk demokrasisi, 15 Temmuz’da rafa kaldırılmak istendi. Bu aynı zamanda demokrasinin de ihlali amacı taşımaktaydı. Devlet organlarını bertaraf edecek bir darbenin hukuku da askıya alacağını söylemek hiç de yanlış olmaz. Dolayısıyla hukuka inanan, demokrasiye inanan herkesin bu darbenin karşısında olması gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu, söylemesi gerekli olmayan bir doğrudur. Herkesin bu tavır içerisinde olmasını biz bekleriz. Öyle olması gerektiğini düşünürüz. “
Karakütük, son olarak FETÖ elebaşının iade süreci ile ilgili ise şöyle konuştu:
“Hukuki açıdan baktığımız zaman, ortada o kişinin yargılanması konusunda iadesini gerekli kılan sebeplerin varlığı mevcuttur, söz konusudur.”