Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı’nın (Akademia) davetlisi olarak Bodrum’a gelen Arkeolog Prof. Dr. Fahri Işık, Bodrum Belediyesi’nin de destekleriyle Akademia Vakfı Konferansları serisinin ilki “Hekatomnos Lahdi Satraplar ve Eceler” konulu konferans verdi.
Yürütmekte olduğu “Mozole Restitüsyon Projesi” kapsamında çalışmalarını sürdüren Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı, Bodrum Belediyesi ile birlikte organizasyonunu gerçekleştirdiği “Akademia Vakfı Konferansları” serisinin ilkini 18 Şubat 2017 Cumartesi günü Bodrum Belediyesi Herodot Kültür Merkezi’nde düzenledi. Ev sahipliğini Akademia Vakfı Başkanı Özay Kartal ile Akademia Vakfı Yönetim Kurulunun yaptığı konferansa; Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un eşi Hülya Kocadon, Bodrum Belediyesi’nden yetkililer, Prof. Dr. Fahri Işık’ın eşi Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Bodrum’da yaşayan akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Konferansın açılışını yapan Akdemia Vakfı Başkanı Özay Kartal, tüm katılımcılara “hoş geldiniz” diyerek, “Fahri Hocamızın kitabında çok güzel bir anekdot var. Diyor ki orada: ‘Bu toprakların yani sadık yarimizin ayrıcalıklı mirasçıları olarak çalışıyoruz.’ Biz de bu yönde gayret içinde olacağız. Kendisine çok teşekkür ediyorum ve sunumu için sahneye davet ediyorum.” dedi.
Uzun yıllardır Anadolu arkeolojisi üzerine çalışmalar yapan ve halen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Fahri Işık, yaşadığımız toprakların tarihini, değerini ve önemini sunumlar eşliğinde Bodrum halkıyla paylaştı. Verdiği bilgilerde, insanlığın bugününü biçimlendiren uygarlığın ilk olarak Anadolu’da ortaya çıktığını söyledi. Yedi yıl önce Milas’ın Hisarbaşı Mahallesi Uzunyuva Mevkii’nde bulunan Hekatomnos Anıt Mezarı, yazıtlar ve bulgular hakkında ise Milas’ta bulunan Hekatomnos mezarının bunların en önemlisi olduğunu belirtti. Işık, “Duvarlardaki resimler gitmiş, en az iki üç kez mezarın içi yukarıya kadar dolmuş. Lahdin üst kısmında ise yumurta dizisi ve kuşak, büyük oranda ortadan kalkmış. Lahdin uzun yüzü de doğuya bakıyor. Boyu, İskender Lahdine yakın. Bunun karı koca için düşünülmüş bir anıt mezar olduğunu düşünüyoruz. Ve bu muhteşemlikte bir lahit, tek parça kapağa sahip değildi, mermerle örtülüydü. İkili gömüyle bağlantılı olduğunu da buradan çıkarıyoruz.” dedi.
Hekatomnos Anıt Mezarı’nın özelliklerini Helenistik dönem anıt mezarları ve lahitleriyle karşılaştırarak anlatan Prof. Dr. Fahri Işık, İstanbul’daki bir laboratuvarda, lahdin renk ve boyalarının saptanmaya çalışıldığını söyledi. Renklerin Atina mezar kabartmalarıyla birebir benzerlikler taşıdığını aktardı. Işık, “Lahdin ön yüzünde bir aile şöleni betimlendiğini, bu divan sahnesinin neyi içerdiği konusunda araştırmaların devam ettiğini söyleyebilirim. Bunun öte dünya betimlemesi olmadığına eminiz. Bunu Yeni Hitit, Asur ve Likya dönemi tapınak ve mezar betimlemeleriyle karşılaştırarak anlıyoruz. Bu kabartmalar günlük yaşama aitti. Bir keyif anını anlatıyor, öldükten sonraki yaşamı betimlemiyordu.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Işık ayrıca Karya’ya başkentlik de yapmış olan Milas’ta ortaya çıkarılan ve Kral Mavsolos’un babası Hekotomnos’a ait anıt mezarın, arkeoloji dünyasında Tutankhamon’un mezarının bulunmasından bile daha önemli kabul edildiğini belirtti. Kral Mavsolos’un babası Hekatomnos’a ait olan bu anıt mezarın, dünyanın yedi harikasından biri olan Bodrum’daki Mozole’nin erken bir örneği kabul edildiğini, bu özelliğinin de onu eşsiz kıldığını ifade etti.
Hekatomnos Lahdinin heykeltıraşlık eseri olarak da üst düzey kabul edildiğini ve anıt mezar ile kutsal alanın 2012 yılında, Unesco tarafından dünya mirası geçici listesine eklendiğini vurguladı.
Konferans sonunda Işık, izleyicilerin sorularını yanıtladı. Akademia Vakfı Başkanı Özay Kartal da sunduğu çiçekler ve Akademia Vakfı adına takdim ettiği plaketle Prof. Dr. Fahri Işık’a teşekkür etti.
