Amerika, İsrail ve Avrupa’nın yaklaşık 60 yıldır kullandığı, Türkiye’de henüz pek bilinmeyen, Türk Tarımını kurtaracak Devrim niteliğinde bir çözüm olan “Solucan ve Solucan Gübresi” üretimi, Muğla’nın Akkaya Köyü mahallesinde başladı.
Muğla’nın dünyaca ünlü turistik beldesi Akyaka’dan yola çıkan genç turizmci girişimci çift Sultan ve Hıdır Albay; ana ocakları olan Akkaya Köyü mahallesinde kendilerine ait yerde ALSOL Farm adıyla, Solucan ve Solucan Gübresi üretimine başladı.
Özellikle İsrail’in Solucan Gübresi kullanarak çöllerde yaptığı tarımla yüksek verimli, organik ürün aldığına dikkat çeken Albay Çifti; “ İsrail tarım topraklarının tamamına yakınında solucan gübresi kullanıyor ve İsrailliler bizim kurban bayramı kutladığımız gibi solucan bayramı kutluyor. İsrail’de kanserli insan sayısı sıfır, Türkiye’de ise kanserli insan sayısı 70 binden fazla!.. Bilim adamlarımız; sürekli gerileyen tarımsal üretimimize ve her geçen zamanda çoraklaşan arazilerimize, ”Verimlilik Çözümü” ararken, aslında çözüm belli, Solucan Gübresi. Türkiye olarak biz, yeni yeni farkına varmaya başladık. Tamamen organik olan Solucan Gübresi ile yapılan tarımsal üretimlerde; hem ürün kalitesi hem verimlilik artıyor, hem de verimi düşen çorak topraklar da yenilenerek, verimli doğal hallerine dönüşüyorlar.” dediler.
Son iki yıldır Solucan Gübresi ile ilgili araştırmalar yaptıktan sonra bu yılın Şubat ayında üretime başladıklarına dikkat çeken Albay çifti; “Hayatımıza sessiz sedasız giren devrimlerden biri de kuşkusuz Yeşil Devrimdir. Biz buna kısaca batı hegemonyasının çifte standardı diyoruz. Batı dünyası kendi kullanmadığı, yasakladığı, sağlığa zararlı kanserojen ne kadar kimyasal gübre ve ilaç varsa bizim gibi tarım ülkelerine sattığı için. Sanayi devrimi ile köyden kente göçün arttığı yıllarda kırsalda yaşayan insan sayısının azalması ile uçsuz bucaksız tarım arazilerini ekip biçmek hayli zorlaşmıştır. Bu gereklilik tarımda makineleşme ve kimyasal gübre icadını beraberinde getirmiştir. Amerika’da II. Dünya savaşının başlaması ile tarım arazilerinde çalışabilir insan sayısının iyice azalması, tarım arazilerinde gübreleme ve işçi sıkıntısını doğurmuştur. Bu sıkıntıya kendine özgü çözüm geliştiren Amerika, az insanla milyonlarca ton üretilebilen kimyasal gübreleri geliştirmiş, tarım arazilerinde kullanmış ve ilk başlarda ciddi de verim artışı görülmüştür. Fakat kısa süre sonra topraklarda her yıl düzenli olarak verim düşmeye başlamış, buna paralel olarak insanların sağlığı her geçen gün bozulmaya başlamıştır.
KİMYASAL GÜBRELER ASLINDA GİZLİ BİR BİYOLOJİK SİLAH!
Aşırı kimyasal gübreleme sonucu bitkilerden insanlara geçen kimyasal zehirler, insanlarda kronik sağlık sorunları ve kanser vakalarını ciddi oranda artırmıştır. Yapılan araştırmalarla insan sağlığını bozan etmenlerin, tarımda kullanılan kimyasal gübreler olduğu anlaşılmıştır. İşte 60’lı yıllarda, Amerika öyle bir gübre bulmalıydı ki bu gübre hem doğal ve sağlıklı olmalı, hem verimi artırmalı, hem toprağı ve bitkiyi sağlıklı kılmalı, hem de doğada milyonlarca ton organik madde ve atıkları dönüştürme gücü olmalıydı. Kaliforniya Enstitüsü’nde yapılan araştırmalarda; kırmızı Koliforniya cinsi solucanın, organik atıkları sindirim sisteminden geçirerek yediği ve dışkısının da dünyanın en kaliteli organik gübresi olduğunu keşfettiler. Organik atıkların kırmızı Kaliforniya solucanları tarafından tüketilmesiyle oluşan solucan gübresinin içinde yok yok!.. Bitki ve toprak için yararlı mikroorganizmalar, yararlı enzimler, bitki besin elementleri, solucanın vücut sıvısı olan solem sıvısı kısacası bitki ve toprak için gerekli her şey var. Solucan gübresi kullanılan bitkilerde; hem verim artışı sağlanıyor hem de ürünlerde iki hafta erkencilik sağlanıyordu. Batı dünyası altının hasını bulmuştu. Amerika için yeşil devrimden daha büyük bir devrim de solucan gübresi devrimiydi. Ama üretilen milyonlarca ton kimyasal gübre ve ilaçlar ne olacaktı? Onun da bir kolayı vardı. Marshall yardım planı altında o zamanın gelişmekte olan ülkelerine yardım adı altında verilecekti. Evet, tahmin ettiğiniz gibi bu ülkelerden biri de Türkiye idi. Kimyasal maddeler hayatımıza gireli tahmin ettiğiniz gibi fazla bir süre değil, başlangıcı 1960’lı yıllara rastlar.
Kimyasal gübreler; ilk kullanıldığında, suni bir verim artışı sağlarlar, Ama sonraki yıllarda kimyasal gübreler her uygulanışında, topraktaki yararlı mikroorganizmaları, zararlı böceklerin yanı sıra yararlı böcek ve solucanları da öldürerek, toprak kalitesini sürekli azaltır. Doğal dengenin dışına çıkıldığı için kimyasal madde uygulanan topraklarda mikroorganizma faaliyetleri azalır. Mikroorganizmalar bitkinin dişleridir. Bitkinin topraktaki besinleri yiyebilmesi için önce parçalayabilmesi gerekir. İşte bu parçalama görevini bitki için topraktaki yararlı mikroorganizmalar üstlenir. Her yıl topraklarımızın kimyasal gübreleme sonucu verimsizleşmesi ve çölleşmesinin nedeni budur.
Batı dünyası kendi ülkelerinde yasakladıkları kimyasal maddeleri bizim gibi ülkeler üretmeye devam edip satarlar. Savaş sadece cephede olmaz. Özellikle günümüzde en önemli savaş; teknoloji, ekonomi, tarım ve sağlık alanlarında devam ediyor aslında.
İsrail tarım topraklarının tamamına yakınında solucan gübresi kullanıyor ve İsrailliler bizim kurban bayramı kutladığımız gibi solucan bayramı kutluyor. İsrail’de kanserli insan sayısı sıfır! Türkiye’de kanserli insan sayısı günümüzde 70 binden fazla ve her geçen yıl da daha da artmakta.
Almanya’da, Türkiye’de kullanılan kimyasal gübre ve ilaçların kullanılması yasak. Almanya, zirai üretimlerinde yüzde 100 solucan gübresi kullanılıyor.
Makedonya solucan gübresinin üretildiği ve çokça kullanıldığı bir ülke. Makedonya’da solucan gübresi kullanılan fındık üretiminde 1 dekar alandan 450 -500 kg arası fındık hasat ediliyor. Peki Türkiye’de, Karadeniz’de ise bu oran 150 -200 kg . Solucan gübresi kullanılan bitkilerde örneğin; fındıkta hastalık olmaz, zararlı böceklenme olmaz. Kimyasal gübreye göre yüzde 30 ile yüzde 80 arası verim artışı sağlar. Tüm ürünlerde iki hafta erkencilik sağlar. Solucan gübresi ile üretilen ürünler yüzde 100 organik ve sağlıklı olur. Kanserojen hiçbir madde içermez. Bitkiyi su stresinden korur. Organik madde miktarı yüksek olduğu için ürünlere doğal tat ve aroma sağlar ve ayrıca da ürünlerin dayanıklılığını da artırarak, raf ömrünü iki hafta uzatır. Solucan gübresi toprakta 5 yıl kalır ve her geçen yıl daha az gübre kullanılır, üretim maliyetini düşürür.
Türkiye bu konuda çok geç kaldı. Çare, ülkemizde Solucan ve Solucan gübresi üretimini artırmak. Gerekirse devlet desteğiyle yeni girişimciler teşvik edilmelidir.” dedi.