İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bodrum Temsilciliğinin girişimleri ile “Bodrum Deprem ve Tsunami Çalıştayı”, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda akademisyenin katılımı ile başladı.
Bardakçı Koyundaki bir otelde başlayan çalıştaya Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz ve Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu da katıldı. Programın başında bir konuşma yapan Kaymakam Yılmaz, 21 Temmuz Günü Bodrum’da yaşanan depremin kırım gücünün 7 şiddetine yakın olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Ama şükürler olsun ki en az hasarla atlattık. Kat sınırlaması bunda önemli etkendi. Bu kat sınırlamasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. AFAD ile yaptığımız çalışmaların sonuçlarını henüz alamadık ama elimizdeki verilere göre bin 500 binayı vatandaşlarımızın talebi üzerine inceledik. Bunlardan 260 binanın ağır hasar aldığını, 60 binanın orta hasar olduğunu 640 binanın da hafif hasarlı olduğunu tespitini yaptık. Vatandaşlarımıza bu kapsamda 2,5 milyon TL nakdi yardım yaptık.”
Çalıştayın ilk konuşmacısı İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Tuncay Taymaz , Bodrum-Kos Depremi; nokta sonlu fay mekanizmalarına bağlı sismolojik analizler isimli sunumunu yaptı. Türkiye’nin depremselliği üzerine detaylı bilgiler veren Taymaz, Ege Denizi’nin en aktif deniz tabanı volkanının Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın olduğu belirterek şöyle dedi:
“Denizaltında bir çamur volkanımız var. Biz ona seamount volcanoes diyoruz. Ege Denizi’nin en aktif deniz tabanı volkanı. Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın. Çok büyük volkanik depremler üretiyor. Oranın çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bazı sonuçlar doğurabilir. Ben Bodrum’a 30 yıldır ilk defa geliyorum. Mühendislik hizmeti almış 2 katlı yapılarımız var. Bunlar çok fazla hasar görmemiş ama çok fazla istinat duvarları var. Bunlar çok sağlam değil. Biraz daha büyük, biraz daha yakında bir deprem olsaydı turizm yapılarımız da yıkılabilirdi, istinat duvarlarımız da yıkılabilirdi. En büyük şanslarımızdan birisi de Karaada’nın orada olmuş olması. O ada dalgakıran görevi görmeseydi tsunami dalgaları çok daha fazla etkili olabilirdi.”
Taymaz, “Ula ve Akyaka’dan başlayıp Bodrum’un açıklarına kadar olan 90 kilometrelik fay aynen Irak ve İran’daki 7.2’lik fay gibi tek parçada kırılabilir. Onun oluşturabileceği senaryolar tartışılabilir ama buralarda potansiyel risklerimiz var” diye konuştu.
Çalıştay Başkanı, Orta Doğu Teknik üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ise şunları dile getirdi:
“Tarih içerisinde çok sık olmasa bile Bodrum yakınlarında önemli depremler vardır. Belli süreç içerisinde yine yaşanabilir ancak bu Bodrum yakınlarında da olmayabilir. Bildiğiniz üzere Dünyanın her yerinde her hafta önemli depremler olmaktadır. Bodrum depremi denizde bir dalga hareketi de oluşturmuştur. Yani Karaada ile Kos Adası arasında bir çökme oluşmuştur.”
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, “Ula’daki depremi Bodrum’daki deprem mi tetikledi?” sorusunu “Buradaki depremi tetikleyen mekanizma enerjisinin büyük bir kısmını boşaltabildi. Kalan enerjinin de fayın hareketine göre doğuya doğru gittiğini görüyoruz ama enerjisini azaltarak devam ediyor” diyerek cevapladı.
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Gümbet Koyu’nda oluşan tsunaminin Japonya’dakinin yüzde 1’i kadar olduğuna işaret ederek şu açıklamayı yaptı:
“Deprem sonrası Gümbet Koyu’nda oluşan olaylar gel git değildir. Gel git depremden sonra olmaz, her gün olur. Fay hareketinden denize geçen enerji bir dalga yaratmıştır. Bu dalga özellikle Gümbet Koyu’na odaklanarak gitmiştir. Bunun sebebi Gümbet açıklarında depremin yarattığı taban hareketlenmesinin daha fazla olduğundandır diyebiliriz. Depremden 5 dakika sonra deniz çekilmiştir. 13 dakika sonra da deniz ilerleyerek kıyılara gelmiştir. Oluşan bu dalganın özellikleri Japonya’daki tsunamiye göre yüzde 1 kadardır. Yani her ikisinin de adı tsunami olarak belirtilebilir. Ancak ismine bakmaya gerek yok, depremden sonra bu tür dalgalar oluşabilir. Bunu bize az zararla en iyi dersi veren dalga olarak görelim. Denizde olan depremler tarihte de olduğu gibi kıyılarımızda tsunamiler yaratabilir. Ama bu depremlerin yüzde 10’u tsunami yaratır. Ege Denizi’nde 1956 yılında oluşan tsunami Bodrum Yarımadası ve Güllük Körfezi’nin bir çok yerinde etkili olmuştur. Şansımıza can kaybı yaratmamıştır.”
İMO Bodrum Temsilciliği Başkanı İlhan Özyiğit ise çalıştayın düzenlenme amacını şöyle anlattı:
“İMO Genel Merkezimiz, Muğla Şubemiz ve Bodrum Temsilciliğimiz bu süreçte basınla doğru bilgi akışını sağlayarak, yerelde yaşanabilecek herhangi bir olumsuz sonucu ve toplumsal tramvaya sebep olabilecek bilgi kirliliğine de engel olmaya çalışmıştır. Ancak toplum nezdinde konular açıklığa kavuşsa ve İlçemizdeki yapı stoğu bu doğal afeti önemsiz hasarlarla atlatarak güven sağlamış olsa bile, hem meslektaşlarımızın hem de bölgemizdeki inşaat sektöründeki firmaların depremi, risklerini ve yapılar üzerindeki etkilerini doğru anlaması ve yine toplumdaki bilgi kirliliğinin ortadan kalkmasını sağlamak, bilimsel bir platformda tartışmak, geleceğe yönelik oluşturulacak hazırlık çalışmalarına katkı vermek amacıyla bugün gerçekleşecek çalıştayı yapmayı planladık.”
Özyiğit bu çalıştayın ardından 4 çalıştay daha düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.