İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Ayhan Kökmen’in öğrencileri tarafından makamında pompalı tüfekle öldürülmesi, Bodrum’da dört ayrı eğitim sendikası üyeleri tarafından ortak basın açıklamasıyla protesto edildi.
Bugün Bodrum Belediye Meydanı’nda Eğitim Bir-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim İş ve Türk Eğitim-Sen üyesi öğretmenler basın açıklamasıyla Ödemiş’te yaşanan olaya tepkilerini dile getirdiler.
Basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Bodrum İlçe Başkanı Nedim Çelebi, Eğitim İş Bodrum Üyesi Ezgi Ceyda Kutlu, Eğitim-Sen Bodrum Temsilcisi Ahmet Paksoy, Türk Eğitim-Sen Bodrum Temsilcisi Hüseyin Tekinay birlikte okudu. Açıklama esnasında “Öğretmene uzanan eller kırılsın” sloganları atıldı.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Eğitim İş Kolundaki dört sendika olarak Eğitim Bir Sen. Eğitim-İş Eğitim-Sen ve Türk Eğitim Sen temsilcileriyle eğitimde yaşanan şiddet olaylarını kınamak için buradayız. Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış, üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Neredeyse gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ve ya fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım.
Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en önemli problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bu acı haberlerin sonuncusu geçtiğimiz Cuma günü İzmir Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, görevi başında iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Ayhan Kökmen öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına, eğitim camiamıza ve milletimize sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz.
Son dönemlerde öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren anlayış, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Bugüne kadar okullarda yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı gibi öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve politikalardan biran önce yaz geçmelidir. Öğretmeni toplum nezdinde itibarsızlaştıran bu tür açıklamaların saldırılarda önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz.
Öğretmenlerin çalışma huzurunun bozulmasına, mağduriyetine neden oluşturan ve bir baskı aracı olan BİMER’in, CİMER’in, Alo 147 hattının hizmete girmesiyle öğretmene yönelik şiddetin arttığı gözlenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının, öğretmenlere yönelik, şikâyet etme hatları, performans ölçme uygulamaları, ehliyet ve liyakat yerine mülakat uygulamaları, mesleki ve ekonomik haklarından yoksun bırakması itibarsızlaştırma politikasının somut gerçekleridir. Bu uygulamalar yerine öğretmene yönelik şiddetin önüne geçilerek, öğretmene hak ettiği değerin verilmesini bekliyoruz.
Terör saldırıları sonucu şehit edilen Aybüke ve Necmettin öğretmenin acı, hüzünlü hatıraları hâlâ yüreğimizi dağlarken, kaygı verici boyutlara varan bu saldırılar da üzüntümüzü katmerleştiriyor, ilgililerin ve özellikle Milli Eğitim Bakanlığının daha fazla seyirci kalmadan caydırıcı ve önleyici tedbirler almasını bekliyoruz. Yaşanan bu üzücü olayın diğer bir boyutu toplumdaki sosyal bozulmanın hızla artmasıdır. 12 yıllık temel eğitimi herkese aynı kalitede ulaştırmakla yükümlü olan Bakanlık, bu süreçte temel eğitimi kesintili hale getirip öğrencileri kaliteye göre ayrıştırmıştır. Uyuşturucu kullanımı son bir yılda %37 oranında artmış, bonzai gibi uyuşturucu hapların kullanma yaşı 11 ‘e kadar düşmüştür.. Sosyal devlet olmanın gereği olarak bu sosyal çöküntünün bir an önce durdurulması için gerekli tedbirler ivedilikle alınmalıdır ki bu müessif olaylar bir daha yaşanmasın.
Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Rehber öğretmenlerin en çok ihtiyaç duyulan zamanda ellerinden alınan Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yeniden etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir.
Tüm sendikalar olarak buradan kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin, şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı duracağız. Öğretmenlerimizden öğrencilerimize, yöneticilerimizden velilerimize kadar bütün eğitim camiasını, millet temelinde geniş bir aile gibi düşünüyoruz. Bizim nazarımızda her üyesiyle saygıya değer bu ailenin hangi ferdine olursa olsun, yapılan saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor, te’lin ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, öğretmenlerimiz şiddete maruz kaldıkça, itibarsızlaştırıldıkça bu ülkenin yarınlara yürümesi mümkün olmayacaktır. Tüm sendikalar yek vücut olarak saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya çağırıyoruz. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir.”
