GündemKültür SanatManşet

FARKLI BİR SANATI BODRUM’A TAŞIDI…

Yaşayan İnsan Hazinesi Cemil Kızılkaya, kendi yöresi Kastamonu’da yüz yıllardır yaşatılan taş baskı sofra bezi sanatını Bodrum’da yaşamakta olan Hülya Yetginbaltacı’ya öğretti…

Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda bölgeyi ziyareti sırasında gördüğü ve Seyahatname’sinde de yer verdiği taş baskı kültürünü gelecek nesle aktarmak için, Bodrum’da yaşamakta olan Hülya Yetginbaltacı, hocasından el alarak burada bu geleneği sürdürmek için harekete geçtiğini de belirterek; “Yurdumuzun kültürel mirası olan taş baskı sofra bezi, geçmişi çok eskiye dayalı bir el sanatı. Bu kültürü yaşatmak ve aktarmak adına ustamdan aldığım el ile bu el sanatımızı Bodrum’a taşıyarak yeni şeyler üretmek istiyorum. Üç seneden beri bu proje ile uğraşmaktayım. Üniversitede staj yaparken bu el sanatının eskisi gibi ilgi görmediğini, giderek unutulmaya, yok olmaya yüz tuttuğunu ilk Safranbolu da fark etmiştim ve bu geleneği yaşatmak fikri ilk o günlerde kafamda oluştu. Şimdiki nesil bu işe yeterince ilgi göstermiyordu. Taş baskı yok olacak diyerek kendimi bu günlere hazırladım.  O zamandan beri aklımda olan bu el sanatına merakım ve heyecanım her geçen gün gittikçe artıyordu. Öğrencilik bitti, iş hayatı bitti ve Bodrum’a geldiğimde ben burada bu işi yapmak istiyorum dedim ve hemen kolları sıvadım, Cemil Kızılkaya ustayı buldum ve yanına gittim. Usta kendisini bulmamı ve bu işi yapmak istediğimi duyunca çok mutlu oldu. “Kalıplarını kimseye verme ben alacağım.” dedim ve fiyat biçerek bunları Cemil ustamdan aldım. 2017 yaz ayında kalıpları alıp Bodrum’a getirdim. 600’e yakın kalıpla evde atölye kurdum. Ama bu iş için geniş bir alana ihtiyaç var, evde yapılacak bir iş değil, bir atölye gerekli. Bu yüzden Bodrum’daki ilgili sivil toplum kuruluşlarının, odaların veya hayırseverlerin bana destek vermelerini istiyorum” dedi.

TAŞ BASKI BODRUM’A TAŞINDI…
Cemil Kızılkaya, yetiştirdiği öğrencisinin bu işe ilgisinin yoğun olmasının kendisini mutlu ettiğini dile getirerek; “Taş baskı Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde yer alan bir çalışma. Biz daha önceki yıllarda da yapıldığına inanıyoruz ama elimizdeki en eski belge bu. Taş baskıda en son nesil 1945-50’li yıllarda bitmişti, biz bunu sandıklardan çıkararak yeniden yaşattık önce kök boyayı bulduk. İçimizden gelerek bu sanatı yaptık ve öğretilirse bu gelenek yaşar ve devam eder. İlk önce dedesi, babası kalıp oyanları bulduk, bir zaman parayla aldık daha sonra bir amca bana kalıp oymayı öğretti. Dağ köyünde aylarca yaşadım kalıp oyma işini öğrenmek için. Şu anda elimde 590 motif kalıp var, bunları Hülya kardeşime verdim ve onun bu gayret ile bu el sanatını yaşatacağına hatta ileriye taşıyacağına eminim” dedi.

KIZILKAYA: BU İŞİ HÜLYA BAŞARIR…
Turistlerin bu baskıya bayıldığına da değinen Kızılkaya; “ Hülya’nın bu sanatı öğrenmesinin sebebi tarihimize sahip çıkma istemesinden dolayıdır. Ben bir tarih bıraktığımı ve buna sahip çıkanın gönüllü olan Hülya kızım olduğunu gördüm. Elinden tutan olursa, destek verirlerse bu kızımız,  sanatı devam ettirmeye kararlı. Artık yaşlandım bu işi yapamıyorum ama bu sanatın böyle yetenekli ellerde yaşamasını ve sahip çıkılmasını istiyorum.  Bu güne kadar birçok öğrenci geldi geçti fakat Hülya’nın gözündeki o ışığı gördüm. Bu mesleği yaşatacaksan seni yetiştiririm ve kalıplarımı sana veririm dediğimde onun bu işi başaracağına da inancım tamdı…

TAŞ BASKI IHLAMUR VE ÇAM AĞACINDAN KALIPLARLA YAPILIYOR…
Taş baskının yapılışı hakkında bilgi veren Kızılkaya; “Taş baskı ıhlamur veya çam ağacından yapılan kalıplarla gerçekleştiriliyor. Baskıda kök boyası kullanılıyor. Boyaya batırılan farklı desenlerdeki kalıplar bezin üzerine basılıyor. Desenlerin çıktığı bez kurumaya bırakılıyor.  Yaptığımız çalışmaları evde masa örtüsü, sofra bezi, önlük başta olmak üzere kumaşta üretilen her şeye dönüştürebiliriz. Perde ya da küçük keselere dönüştürüp hediyelik olarak götürebiliriz veya diğer şekillerde düzenleyip sevdiklerimize armağan edebiliriz” dedi.

EL SANATI EMİN ELLERDE…
Hülya Yetginbaltacı bu meslekte kumaş kadar boya çok önemli diyerek; Cemil hocam  bu mesleği yerine getirirken boyanın sırrını ondan başka kimse bilmiyor o nedenle mesleğim kadar o taş baskıyı kumaşa basarken boya hammaddesinin ne olduğunu bir ben biliyorum bir ustam. İşte şu an benim ürünlerim de bu yüzden çok önemli.” dedi.

HÜLYA USTA SİPARİŞLERİNİZİ BEKLİYOR…
Sofra bezi genellikle 160X160 ya da 180X180 cm ölçülerinde (her ne kadar önceleri Kastamonu dokumalarına yapılsa da günümüzde kaputbezi ya da Amerikan bezi denilen) yıkanmamış kumaşlara; baskıyla yapılmaktadır. Taş baskı işleminde, öncelikle kök boya karışımları ile birlikte içerisine farklı karışımlar eklenen ağaçtan yapılmış teknelere boyalar hazırlanır. Masa üzerine serilmiş keçenin üzerine önceden yıkanmamış örtü düz bir şekilde serilir. Bu örtüye 15 – 25 cm’lik, genellikle ıhlamur ağacından yapılan kalıplardan 5-6 farklı çeşit motif kullanılarak baskı işlemi gerçekleşir. Kuruduğundan emin olunan örtü bir kaç gün sonra yıkanır. Kenarlarının dikiş işlemleri tamamlandıktan ve ütülendikten sonra kullanılmaya hazır duruma gelir.

El sanatı bu ürün; Mutfak önlükleri, çantalar, sehpa ve masa örtüleri gibi farklı şekillerle de beğeniye sunuluyor. Ancak her işte olduğu gibi bunda da itina çok önemli. Kastamonu Taş Baskısı, gelenekselliğinin ve fonksiyonelliğinin yanı sıra, günümüzde hediyelik eşya olarak satın alınabildiği gibi, aksesuar olarak da kullanıldığından istenilen ebatlarda sipariş edilebilmekte ve yapılabilmekte.

Editör

Sitemizin ilgili kategorilerinde yer almasını istediğiniz haberleri aşağıdaki mail adresi aracılığı ile bize bildirebilirsiniz. (bodrumtime.net@gmail.com)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu