23 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde yapılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nden önce, 20 – 27 Eylül tarihleri arasında, Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülkede çocuklar, gençler ve onlara eşlik eden aileler, kadınlar, işçiler, öğretmenler ve daha birçok kesim sokaklara çıkıp, iklim hareketine desteklerini ifade etme kararı aldı.
117 ülkede 2 bin 500 iklim grevi düzenlendi; 27 Eylül’e kadar sürecek olan Küresel İklim Grevi haftası boyunca 137 ülkede 4 bin 500’ün üzerinde eylem ve etkinlik yapılması bekleniyor.
Ülkemizde de genç iklim aktivistlerini bir araya getiren Gelecek İçin Cumalar Türkiye’nin ana çağrıcılığında gerçekleşen etkinliklere, Sıfır Gelecek Kampanyası altında bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, çevre ve ekoloji platformları ve bireyler de destek verdi.
Türkiye’de iklim grevine çıkan şehirler arasında Ankara, Antalya, Balıkesir, Bodrum, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Muğla yer aldı.
İklim grevine çıkan yerler arasında Ortaca’nın Dalyan Mahallesi’nde bulunan ortaokul öğrencileri de vardı. İklim değişikliği sorununa dikkat çekmek amacıyla dünya çapında bir süredir gençlerin öncülüğünde yürütülen bu farkındalık hareketi, 15 Mart günü küresel bir okul greviyle taçlanmıştı. Dalyan’daki öğrenciler İklim İçin Okul Grevlerine bu tarihten 1 hafta sonraki Cuma günü başladılar ve kâh azalarak kâh çoğalarak düzenli bir şekilde devam ettiler.
20 Eylül Cuma günü Dalyan’lı öğrenciler ailelerinin ve kimi öğretmenlerinin de desteğini alarak, iklim için çağrı yaptıkları “ihtiyarlar” ile birlikte Dalyan Çınaraltı’ndaki oturumlarını gerçekleştirdiler. Dalyan halkının da ilgisini çeken iklim pankartlarında bu dünyadaki geleceklerine ya da geleceksizliklerine dair çarpıcı mesajlar yer aldı. Bunlardan bazıları, “SOS! Evimiz Ölüyor”, “Dünyanın Ölmekte Olduğunu İnkâr Etmekten Vazgeçin”, “İklim krizi nedir biliyor musunuz? İsterseniz anlatalım”, “Siz erişkin gibi davranmayacaksanız, biz davranacağız”, “Dünyamızı koruyalım. Çocukların geleceği kirlenmesin”, “İklim değişiyor, politikacılarımız niçin değişmiyor?”.
Dalyan’daki çocuklardan Samra (8. Sınıf, yaş 13), iklim için okul grevi ile ilk kez İstanbul’daki çocuk iklim aktivistlerinden Atlas’ın 15 Mart Okul Grevi çağrısıyla karşılaşıyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyor. Dünyanın yok olma ihtimali ve bunun için hala daha yapılabileceklerin olması kendisini de “iklim aktivisti” olarak tanımlamasına yol açıyor. Samra işe girişiyor ve 15 Mart’ta İstanbul Bebek Parkı’nda yapılan İklim İçin Okul Grevi’ne katılmak üzere yola çıkıyor. Samra’nın iki gün okulda olmadığını fark eden sınıf arkadaşı Piraye (8. Sınıf, yaş 12) meraklanıyor; durumu öğrenince ilgisini çekiyor ve araştırmaya başlıyor. Sorunun büyük olduğunu, geleceklerini kaybetmek üzere olduğunu anlıyor ve Samra’nın İklim İçin Okul Grevi davetini kabul ederek ona katılıyor. Poyraz da kendisini, “Ben de Dalyan’da okuyorum. 8. sınıfım. Samra’dan öğrendim bu grevleri, protestoları, bu hareketlenmeleri. Ben de kendi geleceğim için pankartlarımı açıp diğer arkadaşlarımla beraber bundan haberi olmayan insanlara bilgi vermeye çalışıyorum” şeklinde ifade ediyor. Ada 12 yaşında, 7. sınıfta. Diyor ki, “Ben grevlere annemin babamın Greta’yı internette görmesiyle başladım. Ardından Samra ile tanıştım; haberim vardı aslında. Grevlere başladık. Sonra Piraye ile Poyraz’ı gördüm grevlerde. Nil’i gördüm. Ailemin de desteğiyle ben de katıldım. Dediler ki, ‘Arkandayız, bir fark yaratın, siz de gidin, çünkü olan size olacak’ Ben de başladım. Aksatmamaya çalışıyorum şimdi”. Nil de 7. Sınıf öğrencisi, 12 yaşında. Diyor ki, “Ben de bu işi Samra’dan öğrendim. Beni grevlerine davet ettiler. Ben de gittim. Çok zevkliydi. İnsanlar buna ilgi gösteriyordu. Bazı insanların bunu kötü karşılaması biraz kötüydü ama bizimle uzun uzun sohbet edenler de oldu. Bu çok güzeldi benim için. Mesela benim babam ‘İleride böyle bir şey olmayacak’ diyordu bana ve grevi de pek desteklemiyordu. Ama, ben greve gitmeye devam ettim. Benim greve gitmem babam için de iyi oldu, çünkü ben greve gittikçe babam da temiz bir gelecek konusunu daha çok desteklemeye başladı. Artık babam da beni destekliyor”.
İklim aktivisti olan bu çocuklar, dünyaya iklim krizinin gerçek olduğunu, dünyanın anormal bir hızla ısınmaya devam ettiğini, bunun bilim insanlarınca gösterilmiş olduğunu, hiç de uzak olmayan bir gelecekte büyük doğal afetlerle karşılaşılacağını; yani, dünyanın içinden çıkılamayacak bir yöne doğru gittiğini ve bundan çocukların, gençlerin, hatta henüz doğmamış olan bebeklerin de bire bir etkileneceğini anlatmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki, “Mesela dünya 11 yıl kadar sonra içinden çıkılamayacak hale gelebilir. Bugün yetişkin olanlar bundan hiç etkilenmeyecekler, çünkü o zaman ya çok yaşlı olacaklar ya da ölmüş olacaklar. Peki, bizim suçumuz ne, günahımız ne?”.
Çocuklar, aslında Türkiye tarafından da imzalanmış olan Paris Anlaşması’nın halen yaşadıkları bu ülke yönetimince de sadece imzalanmakla kalmayıp, Millet Meclisi’nce de onaylanmasını talep ediyorlar. İklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan Paris Anlaşması’nı Rusya’nın da onaylamasının ardından bu anlaşmayı imzalayan 197 ülkeden onaylamayan sadece 10 ülke kaldı. Bunlardan birisi de Türkiye.
Nedir Paris Anlaşması?
2015 yılı sonunda kabul edilen Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmanın bu yüzyıl sonuna kadar 1,5 derecenin altında tutulmasını ve fosil yakıt kullanımını azaltarak yenilenebilir enerjiye yönelmelerini hedefliyor. Şu ana kadar Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 197 ülke bu anlaşmayı imzaladı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için ülkelerin bunu onaylaması da gerekiyor. New York’ta devam eden BM Genel Kurul Çalışmaları esnasında Rusya’nın da bu anlaşmayı onayladığını açıklamasının ardından dünyada bu anlaşmayı onaylamayan sadece 10 ülke kaldı. Bunlardan birisi de Türkiye. Diğer ülkeler ise Angola, Eritre, İran, Irak, Kırgizstan, Lübnan, Libya, Güney Sudan ve Yemen.
Bir de şu var. Greta, bunun için Türkiye’ye de “bastı fırçayı”! Çünkü, “Çevre eylemcisi Greta Thunberg ve 15 genç arkadaşı, 30 yıl önce imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladıkları beş ülkeyi (Almanya, Fransa, Brezilya, Arjantin ve Türkiye) Birleşmiş Milletler’e şikayet etti. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bu ülkeler, iklim değişikliğine karşı yeterli ve zamanında önlemler almayarak çocuk haklarını ihlal etmekle suçlanıyor”.
Güvenli bir gelecek çocuk haklarının olmazsa olmazıdır. İklimin, ilgili bilim insanları tarafından açıkça gösterildiği gibi aşırı ısınma yönünde geçirdiği değişiklik, bugün çocuk olanların yarın bir geleceğinin olmadığına dair en başat göstergedir.
Aktivist çocuklar, Paris Anlaşması’nda açıkça belirtildiği gibi, iklim değişikliği konusunda dürüstlüğün esas alınmasını ve iklim adaletinin sağlanmasını ve bilimin arkasında birleşilmesini talep ediyor.
Dalyan’lı iklim aktivistleri Bodrum, Marmaris, Milas ve diğer Muğla ilçelerinde, köylerinde kendileri gibi iklim adaleti talep eden ve iklim değişikliğine karşı kendi gelecekleri için mücadele eden çocuklarla bir araya gelmek istiyor. Diyorlar ki, “Haberleşelim, tanışalım, arkadaş olalım çünkü dayanışma güç verir.”