Muğla‘nın Ula ilçesinde cesedi ormanlık alanda bulunan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesiyle ilgili katil zanlısı Cemal Metin Avcı’nın yakınlarından bazılarının yargılanması için yerel mahkemenin kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği karar Yargıtay tarafından bozuldu.
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, yerel mahkemenin kararına karşı Adalet Bakanlığına yaptığı 9 maddelik başvuru dilekçesi verdi.
Özdemir dilekçesinde, şüphelilerin suç delillerini yok etmek, gizlemek ve değiştirmek suçunu işledikleri konusunda yeterli şüphe derecesine ulaşılmış olmasına rağmen haklarında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın ise Muğla 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildiğini hatırlattı.
Epözdemir, suçun işlendiği konusunda yeterli şüpheye ulaşılmış olmasına rağmen itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu savundu.
Cinayet mahallinde tespit edilen DNA’ların suç delillerini yok eden, gizleyen veya değiştirenleri esaslı biçimde ortaya koyduğunu savunan Epözdemir, “İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda olay yerinde dört erkek ve bir kadın DNA örneklerine rastlandığı, bu DNA örneklerinden kadın olanla erkek olanlardan birisinin aralarında anne-çocuk ilişkisi olabileceği değerlendiriliyor.” ifadesini kullandı.
– Yargıtay yerel mahkemenin kararını bozdu
İtirazı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği kararı bozarak, şu bilgilere yer verdi:
“Dosyadaki tespit ve mevcut deliller ışığında kasten öldürme olayından sonraki bir zaman diliminde olay mahalline gittikleri yönünde kuşku bulunmayan ve orada bulunma sebeplerini izah noktasında çelişkiye düşen şüpheliler hakkında iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphe bulunduğu, şüphelilere yüklenen suçun işlenip işlenmediğinin lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi anlaşılmakla, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı bir şekilde reddine karar verilmesi, yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Muğla 2. Sulh Ceza Hakimliğinin itirazının reddine ilişkin kararının bozulmasına müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verildi.”
– “Sonuna kadar hukuki mücadelemizi sürdürdük”
Avukat Epözdemir, AA muhabirine, cinayet işlenirken ya da suç delilleri gizlenip, yok edilip, değiştirilirken başkaca aktörlerin olduğunu düşündüklerini belirterek, şunları ifade etti:
“Biz soruşturmanın başından beri bu cinayetin tek başına işlenemeyeceği ve suç delillerinin tek başına yok edilemeyeceğini ifade etmiştik. Buna rağmen, Selim Avcı, Ayten Avcı ve Şükrü Gökhan Orhan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi, itiraz ettik. Sulh ceza hakimliği itirazımızı reddetti. Karar kesinleşti deyip bu kararı kabul etmedik ve olağanüstü kanun yoluna başvurduk. Sonuna kadar hukuki mücadelemizi sürdürdük. Nihayetinde kanun yararına bozma talebimiz Yargıtay tarafından ileri sürdüğümüz itirazlar doğrultusunda kabul edildi. Gelinen noktada, bu kararla birlikte bu canice cinayeti işleyen sanık, anne ve babası ile ortakları hakkında da en kısa zamanda iddianame tanzim edilecek ve hukuki süreç işleyecektir. Adaletin, ne kadar zor ve meşakkatli olursa olsun, geç de olsa yerini bulacağını umut ediyoruz.”
– Olay
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020’de Akyaka Mahallesi’nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin’i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin’i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı.
– Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Yaklaşık 10 saat süren 9 Kasım 2020’deki ilk duruşmada mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Pınar Gültekin’in kesin ölüm nedeninin saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili 1. Adli Tıp İhtisas Kuruluna yazı yazılarak yeniden rapor istenmesine ve olay yeri inceleme uzmanı ve bilirkişi marifetiyle olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek, duruşmayı 4 Ocak 2021’e ertelemişti. İkinci duruşmada Baba Sıddık Gültekin, mahkemede adil yargılama olmadığını öne sürerek salonu terk edip reddi hakim talebinde bulunmuş, duruşma 15 Şubat’a ertelenmişti.
Üçüncü duruşmada mahkeme heyeti Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı’nın yurt dışı yasağı ile tahliyesine karar vermiş, yeniden keşif talebini de reddeden mahkeme heyeti, bu celse dinlenemeyen tanıklardan birinin dosyaya yeni bir şey katmayacağından dinlenmesine yer olmadığına, bir tanığın ise sonraki celseye zorla getirilmesine, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine hükmederek duruşmayı 26 Nisan’a ertelemişti.
Dördüncü duruşmada mahkeme heyeti, sanıklardan Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine, android şifresi ile ilgili yazılan müzekkere ile ilgili, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne gönderilmesine hükmederek duruşmayı 12 Temmuz’a ertelemişti.