Bodrum’da “Aksona” lakabıyla tanınan 72 yaşındaki sünger avcısı Mehmet Baş, yaşamının 57 yılını geçirdiği denizlerden kopamıyor.
Çiftlik Mahallesi’nde 1950’de doğan sünger avcısı Mehmet Baş’ın çocukluğu hep denizle iç içe geçti. 15 yaşında usta çırak ilişkisiyle başladığı mesleği, ona su üstünde ve altında çok sevdiği bir yaşam sundu. Bir daha denizlerden kopamayan Baş, Ege ve Akdeniz’in yarısından fazlasında sünger avcılığı yaptı, deniz turizmine hizmet verdi.
Kendini “denizin çocuğu” olarak nitelendiren Mehmet Baş, şimdiye kadar birçok denizci de yetiştirdi. Baş, oğluyla Bodrum’un koylarında 18 metrelik klasik tirhandiliyle (yelkenle, gerektiğinde kürekle yürütülen tekne) mavi turda yerli ve yabancı turistlere hizmet vermeyi sürdürüyor.
Teknesiyle özdeşleşen ve ilçede çok sevilen Mehmet Baş, vurguna karşı uygulanan emniyet durakları anlamına gelen denizcilik terimi “Aksona” lakabıyla biliniyor.
Baş, süngerciliği yurt dışında anlatarak Türkiye’nin tanımı için de çalışıyor. “Aksona Mancorna” isimli teknesiyle 1 Haziran’da 3. kez Sicilya’ya giden Baş’ın bu yolculuğu 8 gün sürdü. Oğlunun da aralarında bulunduğu 4 kişiyle çıktığı zorlu yolculuk sonrası Sicilya’ya ulaşan Baş, “denizlerde kaybolup giden tüm denizciler” anısına, bir derneğin 9-12 Haziran’da düzenlediği festivalde konuşma da yaptı.
– Sünger avcılığı için kullandığı tekne kültür mirası oldu
Mehmet Baş, AA muhabirine, Türkiye ve değişik ülkelerden birçok misafiri ağırladığını, onlara Bodrum’u sevdirdiğini, ülke tanıtımına katkı verdiğini söyledi.
Kullandığının dışında “Aksona” isimli 8 metrelik bir sünger teknesinin de bulunduğunu, bunun Bodrum denizciliğinin kültür mirası olarak koruma altına alındığını anlatan Baş, “Süngercilik kültürü ile mavi yolculuğu birleştirdim. Teknelerime çocuğum gibi bakıyorum. Ekmek paramı da teknemle turizmden kazanıyorum.” diye konuştu.
Sicilya seferinden de bahseden Baş, “Bunu ‘Akdeniz dostluk ve barış seferi’ olarak nitelendirdim. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesi doğrultusunda, Bodrum’da denizcilerin yol göstericisi Halikarnas Balıkçısı’nın ‘altıncı kıta’ dediği Akdeniz’e dostluğa, kardeşliğe yelken açtım.” dedi.
Dönüşte hava şartlarının çok zor olduğunu belirten Baş, şunları kaydetti:
“Geldik ama çok yorulduk. Bir haftada anca kendime gelebildim. Güzel ülkem adına, uygarlık adına çok mutlu ve gururluyum. Toplamda 3 ton mazot yaktım, 240 saat makine çalıştı. Makineme iyi baktığım için güveniyorum. Yaklaşık gidiş ve geliş 1700 millik yol katettim. Çocukluğumdan bu yana tırnaklarımla kazıya kazıya yaptığım teknem, o yüzden benim her şeyim. Canımdan çok teknemi düşünürüm. Selam olsun, Bodrum’un maviliklerinden tüm zamanların sünger avcıları anısına güzel ülkemin ve yeryüzünün sevgi dolu yüreklerine.”
– Mavi tura çıkıyor
Günlük özel turlara da çıktığını dile getiren Baş, “Özel misafirlerimi ağırlıyorum. Doğayla barışık olanların yaşayabileceği bir tekne. Anti lüks, anti delüks. Otantikliği korumaya çalışıyorum. Oğlumu da ona göre yetiştirdim, o kültürü yaşatmaya çalışıyorum. Denizlerimizi kirletmek yerine, ekmek sofrası olarak görmemiz lazım. Denizler benim için çok önemli.” ifadelerini kullandı.